Çocuk ve Ergen Psikoterapisi & Aile Danışmanlığı
Çocuk ve Ergen Psikoterapisi & Aile Danışmanlığı
Çocuk ve Ergen Psikoterapisi & Aile Danışmanlığı
Çocuk ve Ergen Psikoterapisi & Aile Danışmanlığı
Merhaba, ben Özge Olgun. Çocuk, ergen ve ailelerle çalışan bir psikoterapistim. Lisans ve yüksek lisans eğitimlerim süresince oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi ve aile temelli terapi alanlarında çeşitli eğitimler aldım.
Mesleki deneyimlerim boyunca; çocukların yaşadığı öfke, kaygı, özgüven sorunları gibi duygusal zorlukların yalnızca bireysel değil, aynı zamanda ilişkisel bağlamda ele alınması gerektiğini fark ettim. Bu farkındalık beni şema terapi, sistemik aile terapisi ve pozitif psikoloji gibi bütüncül yaklaşımlarla çalışmaya yönlendirdi.
Şu anda hem bireysel seanslarla hem de atölye çalışmalarıyla çocuklara, ergenlere ve ebeveynlere psikolojik destek sunuyorum. Özellikle çocuk ve ergenlerin duygusal dünyasını anlamayı, onların güvenli bağlanma ihtiyaçlarını desteklemeyi ve ebeveyn-çocuk ilişkilerini güçlendirmeyi merkeze alıyorum.
Göç sürecinin aile sistemlerine etkilerini, çocuk ile ebeveyn arasındaki
ilişkiyi öne alarak aile içi bağları güçlendirmeye odaklanıyorum.
Terapide en çok önem verdiğim şey, güvenli bir ilişki alanı oluşturarak bireyin kendini keşfetmesine, duygularını düzenlemesine ve güçlü yönlerini geliştirmesine eşlik etmek.
🎓 Klinik Psikoloji (Yüksek Lisans)
Işık Üniversitesi – Çocuk ve Ergen Alt Dalı
🎓 Psikoloji (Lisans)
İstanbul Kültür Üniversitesi
🎓 Çocuk Gelişimi (Lisans)
İstanbul Üniversitesi
Theraplay Yaklaşımı ile Çalışma Biçimim
Çocuklarla çalışırken onların dünyasına ulaşmanın en etkili yollarından birinin oyun olduğuna inanıyorum. Bu nedenle, seanslarımda bağlanmayı, güven duygusunu ve olumlu etkileşimi destekleyen Theraplay yaklaşımından sıklıkla faydalanıyorum.
Theraplay, çocuk ile bakım veren arasındaki ilişkiyi güçlendirmeyi hedefleyen, yapılandırılmış ancak eğlenceli ve sıcak bir oyun terapisidir. Bu yaklaşım, çocukların temel gelişim ihtiyaçlarına (bağlanma, güven, öz düzenleme, özerklik) yanıt verirken, aynı zamanda ebeveyn-çocuk ilişkisini de iyileştirmeyi amaçlar.
Seanslarımda Theraplay’e dayalı olarak:
Her çocuğun ihtiyaçlarının farklı olduğunu göz önünde bulundurarak, Theraplay yaklaşımını bireysel özelliklere göre uyarlarım. Böylece çocuk için hem eğlenceli hem de iyileştirici bir terapi süreci oluşturmayı hedeflerim.
Theraplay yaklaşımı; çocuğun duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik dört temel boyut üzerine kuruludur: Bağlanma, Yapı, Besleme ve Mücadele. Seanslarımda bu boyutları çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre dengeleyerek kullanırım.
🔹 Bağlanma:
Güvenli bir ilişki kurmayı destekler. Göz teması, sıcak temas, ortak dikkat gibi etkileşimlerle çocukla bakım veren arasında güvenli bir bağ oluşmasını sağlar. Bu boyut, özellikle ayrılık anksiyetesi, güvensizlik, yakın ilişkilerde zorlanma gibi sorunlarda önemlidir.
🔹 Yapı:
Çocuğa sınırların ve güvenliğin yetişkin tarafından sağlandığını hissettirir. Kuralların ve sınırların net şekilde sunulması, çocuğun içsel düzenini geliştirir. Bu boyut, özellikle öfke patlamaları, saldırganlık ve kontrol sorunları yaşayan çocuklarda etkilidir.
🔹 Besleme:
Çocuğun ilgi, bakım ve kabul ihtiyacına hitap eder. Sakinleştirici ve şefkatli etkileşimlerle çocuğun duygusal olarak doyuma ulaşmasını destekler. Bu boyut, yeme sorunları, kendilik değeri düşük çocuklar ve düzenleyici destek arayan çocuklar için önemlidir.
🔹 Mücadele:
Çocuğun desteklenerek küçük zorluklarla baş etmesini sağlar. Eğlenceli ve uyarıcı oyunlarla çocuğun benlik algısını güçlendirir. Bu boyut, öz güven eksikliği, kaçınmacı davranışlar ve yetkinlik duygusu gelişmemiş çocuklar için faydalıdır.
Çocuklar duygularını kelimelerle ifade etmekte zorlanabilirler. Bu nedenle terapi sürecinde onların doğal dili olan oyunu kullanırım. Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, çocuğun kendi iç dünyasını özgürce ifade edebileceği, yargılanmadığı ve koşulsuz kabul edildiği bir ilişki alanı sunar.
Bu yaklaşımda:
Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, özellikle şu alanlarda etkili sonuçlar sunar:
• Duygusal zorlanmalar (kaygı, öfke, üzüntü)
• Travmatik yaşantılar
• Ayrılık ve kayıplar
• Kendine güven eksikliği
• Davranış problemleri
Her çocuk benzersizdir; bu nedenle terapi sürecini çocuğun hızına, duygusal ihtiyaçlarına ve gelişimsel düzeyine göre şekillendiririm.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), çocuk ve ergenlerin düşünce-duygu-davranış döngüsünü fark etmelerine ve bu döngüyü daha sağlıklı bir şekilde yönetmelerine yardımcı olan kanıta dayalı bir terapi yaklaşımıdır.
Seanslarımda BDT yaklaşımını:
BDT, çocukların yaşına ve gelişimsel düzeyine göre oyun, resim, hikâye gibi yaratıcı tekniklerle desteklenir. Bu süreçte çocuk sadece konuşmaz, aynı zamanda deneyimleyerek öğrenir.
BDT özellikle şu alanlarda oldukça etkilidir:
• Kaygı bozuklukları (özellikle sınav kaygısı, ayrılık kaygısı, sosyal kaygı)
• Depresif duygudurum ve isteksizlik
• Davranış problemleri
• Takıntılı düşünce ve davranışlar (OKB)
• Özgüven eksikliği
• Zorbalıkla baş etme / sosyal beceri sorunları
Terapide çocuğun kendini daha iyi tanıması, duygularını yönetebilmesi ve problem çözme becerilerini güçlendirmesi hedeflenir. Gerektiğinde ebeveynle iş birliği içinde süreci daha kapsayıcı hale getiririm.
Şema Terapi, çocukların ve ergenlerin erken dönem yaşantılarla geliştirdikleri düşünce kalıplarını (şemaları) fark etmelerini ve bu şemaların duygusal, düşünsel ve davranışsal etkilerini dönüştürmelerini hedefleyen bütüncül bir terapi yaklaşımıdır.
Çocuklar, bazen “Ben yetersizim”, “Sevilmeye layık değilim”, “Hep terk edilirim” gibi bilinçdışı inançlarla büyüyebilir. Bu şemalar; öfke patlamalarına, aşırı uyum sağlamaya ya da kendini geri çekmeye neden olabilir.
Şema terapi ile:
Seanslar oyun, metaforlar, resim çizme, hikâye oluşturma gibi çocuğun yaşına uygun yaratıcı yollarla ilerler.
Ergenlerle yapılan çalışmalarda ise duygusal ihtiyaçlar, tetikleyiciler ve ilişkisel kalıplar daha sözel ve işbirlikçi bir şekilde ele alınır.
Şema Terapi özellikle şu durumlarda etkilidir:
• Yoğun öfke, kırgınlık ve alınganlık
• Aşırı uyum sağlama ya da kendi ihtiyaçlarını yok sayma
• Terk edilme, reddedilme ya da yetersizlik duyguları
• Kendine zarar verici davranışlar
• Zorlayıcı aile ilişkileri veya geçmiş travmalar
Her çocuk ve ergenin duygusal ihtiyaçları farklıdır. Bu nedenle terapi sürecini çocuğun gelişimsel düzeyine, duygusal kapasitesine ve ailesel dinamiklerine göre şekillendiririm.
Aile danışmanlığı hizmetlerimde, her ailenin kendine özgü yapısını ve yaşadığı dönüşümleri göz önünde bulundurarak bütüncül, duyarlı ve bilimsel bir yaklaşımla çalışırım. Sürecin merkezinde; şema temelli farkındalık, ebeveynlik becerilerinin güçlendirilmesi ve yaşamsal geçişlere uyum sağlama yer alır.
Ebeveynlerin ve çocukların erken yaşantılarından gelen şema kalıpları aile içi ilişkilere doğrudan yansır. Seanslarda, örneğin “yetersizlik”, “kusurluluk”, “aşırı fedakârlık” gibi şemaların aile içindeki iletişim tarzlarını nasıl etkilediğini birlikte keşfederiz.
Amaç; geçmişten gelen tekrarlayan kalıpları fark etmek ve daha işlevsel ilişki örüntüleri kurabilmektir.
Çocukların gelişimsel ihtiyaçlarını daha iyi anlamaya, sınır koyma, empatik iletişim kurma, duygusal düzenleme desteği sağlama gibi becerileri güçlendirmeye yönelik bireysel danışmanlık sunarım. Her yaş grubuna özel ebeveynlik stratejileri geliştirerek, çocukla daha güvenli ve destekleyici bir ilişki kurmayı hedefleriz.
Göç eden ailelerde; kültürel değişim, aidiyet duygusu, kuşaklar arası farklar ve rol değişimleri, aile yapısını ve ilişkileri derinden etkileyebilir. Bu süreçte, ailenin yeni yaşam düzenine sağlıklı bir şekilde uyum sağlamasına, çocukların kimlik gelişimini desteklemeye ve ebeveynlerin kültürel geçişlerde kendilerini yeniden tanımlamalarına yönelik özel bir danışmanlık sunarım.
Her ailenin hikâyesi benzersizdir. Danışmanlık sürecinde, hem bireysel hem ilişkisel dinamikleri dikkate alarak ailelerin daha güçlü, sağlıklı ve bağ kurabilen bir yapıya kavuşmaları için çalışırım.
Pozitif psikoloji temelli, şema koçluğundan beslenen bütüncül bir yaklaşım
Her ailenin bir dili, her ilişkinin kendine özgü bir ritmi vardır. Zamanla bu ritim bozulabilir; ihtiyaçlar görünmez hâle gelebilir, iletişim kopabilir. Bu atölyeler, aile üyelerinin birbirlerini yeniden duymaları, anlamaları ve bağlarını onarmaları için güvenli bir alan sunar.
Yaklaşımımız, pozitif psikolojinin güç odaklı bakışını, şema koçluğunun derinleştirici farkındalık araçlarıyla birleştirir.
🔹 Aile bireylerinin güçlü yönlerini ve değerlerini keşfediyoruz
🔹 Bireysel ve ilişkisel şemaların (örn. değersizlik, aşırı sorumluluk, duygusal ihmal) iletişimdeki etkisini anlamlandırıyoruz
🔹 Duyguların güvenli şekilde ifade edilmesini, empati ve sınır becerilerinin gelişmesini destekliyoruz
🔹 “Ne eksik?” değil, “Neyi yeniden birlikte inşa edebiliriz?” sorusuna odaklanıyoruz
🔹 Oyunlar, metaforlar, yaratıcı yazma ve diyalog çalışmalarıyla öğrenmeyi deneyim haline getiriyoruz
• Günlük yaşamın telaşında birbirini duymakta zorlanan aileler
• Çocuklarla çatışma yaşayan ya da ergenlik dönemine geçişte zorlanan ebeveynler
• Göç, ayrılık, yeniden yapılanma gibi geçiş dönemlerinde değişen aile rollerine uyum sağlamaya çalışanlar
• Eşler arası iletişimi güçlendirmek isteyen çiftler
Çünkü ilişkiler, onarıma ve gelişime açıktır. Her bireyin görülmeye, duyulmaya ve anlaşılmaya ihtiyacı vardır. Bu atölyeler, ailenin kendi iç kaynaklarını harekete geçirmesini, birlikte esneyebilen ve güçlenen bir sistem kurmasını hedefler.
“İlişkilerde kalıpları fark etmek, yeni yollar açar.”
Bu yolculukta size eşlik etmeye hazırım.
Pzt | 12:00 – 19:00 | |
Sal | 12:00 – 19:00 | |
Çar | 12:00 – 19:00 | |
Per | 12:00 – 19:00 | |
Cum | 12:00 – 19:00 | |
Cmt | Randevu ile | |
Paz | Kapalı |